13 Mayıs 2012 Pazar

ANNELER GÜNÜ


Zaman geçiyor, çocuklar büyüyor, zaman geçiyor, bizler büyüyoruz. Her geçen yıl anne-çocuk ilişkisinin içine bir damla daha arkadaşlık, bir damla daha dostluk katılıyor. Paylaşıyoruz hayatı, kitapları, filmleri, insanları, sevgimizi, umutlarımızı, yani kısaca kendimizi.

İki tane delikanlı var hayatımda, günümü renklendiren, beni canlı tutan ve bazen de zorlayan.

Annelik yolculuğum başlayalı neredeyse 18 yıl olmak üzere. Özel anne dediklerindenim ben, çünkü büyük oğlum özel bir bebek olarak doğdu. Doğduğunda Down sendromlu olduğunu öğrendik.

İki oğlumla beraber paylaştığım tam 13. Anneler Günü olacak bu seneki. İlk anneler günü deneyimimi hatırlıyorum da nasıl belirsizlikler ve endişelerle doluydum. İçimi saran kaygının kalbimi sıkıştırdığını, nefes almakta zorladığını hatırlıyorum. Sonra yıllar geçti ve bir oğlum daha oldu. Her ikisiyle beraber kutladığım ilk anneler gününde aniden fark ettim ki bu endişeler, belirsizlikler aslında anneliğin doğal hali. Annelik kalbin elinde yaşamak demek ve bunun için çocuğunuzun Down'lu olması ya da olmaması hiiç mi hiç önemli değil. Hatta özel anne ve özel çocuk diye de bir şey yok çünkü tüm çocuklar özel ve biricik.

Gene de, belki birazcık da övünerek mi söylesem; hayatı daha derinden yaşıyoruz bizler, biz özel anneler. Her anının tadını çıkarmayı, her adımı takdir etmeyi ve tüm yaşamımızı şükranla karşılamayı öğreniyoruz ve öğretiyoruz çevremize. Hiçbir başarı önemsiz değil, hiçbir adım küçük değil ve hiçbir ilerleme değersiz değil. Kanıksama yok bizim hayatımızda, ne de nasılsa olur beklentisi. Biliyoruz ki o en küçük adım bile çok kıymetli, arkasında ne büyük bir emek ve umut var. İşte bu yüzden belki de, özel bir çocuk sahibi olmanın size öğrettiği en önemli şey nedir diye sorulduğunda cevabım tereddütsüz 'Hayatın tadını çıkarmayı öğrendim.' olur.

Özel bir anneyim ben. Ve çok şanslıyım ki hayatımı, umutlarımı, sevgimi, yani kendimi paylaştığım iki çok özel çocuğum var.

Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.

Gün Bilgin
2012