4 Aralık 2008 Perşembe

Alternatif Tedaviler 1: Neurofeedback

Dünyada "ALTERNATİF TEDAVİ" sınıfına giren bazı yöntemler var. Bunların arasında koyun ceninlerinden alınan parçaların çocuğa enjekte edilmesinden (hücre tedavisi) mega vitamin tedavilerine (TNI, Nutrivene, MSN+), depresyon için onaylanmış Prozac kullanımından tik tedavisi için onaylanmış Piracetam kullanımına, yunuslarla yüzmekten IGF-I büyüme hormonu kullanımına kadar çeşit çeşit uygulamalar var. Neurofeedback (nörofeedback) de bunlardan biri.

Bu terapilerin detaylarına girmeden önce "Alternatif Tedavi" nedir bunu tanımlamak lazım. The New England Journal of Medicine'de geçen tanım " bilimsel olarak test edilmemiş ve FDA (1) tarafından talep edilen emniyet ve işlerliğine dair kesin kanıtları bulunmayan herhangi bir tedavi" (2) bir örneğidir.

Bu tarz "ALTERNATİF TEDAVİ"ler ile bilimsel tedavilerin farkı, ilkinin faydasının bilimsel yöntemlerle kanıtlanamamış olmasından kaynaklanır. Neurofeedback 1960'lardan beri gündemde olan konulardan biri. Bu süre içerisinde faydalı olduğuna dair geniş kapsamlı, kontrollü, double blind, randomised bilimsel bir çalışma yoktur. DS'unda faydasına yönelik savlar tamamen anektodal bazdadır yani uygulayıcıların kişisel beyanlarına dayalıdır. Sekiz çocuk üzerinde ve yukarıda sayılan kontrol grubu, plasebo, double blind özellikleri olmadan yapılan bir araştırmaya ait bir makale bulunmaktadır. Ancak bu kadar dar kapsamlı bir çalışma bilimsel alanda hiç bir anlam ifade etmez.

Bu tarz alternatif tedavi yöntemlerinde en kritik nokta "bilinmeyen bir risk" taşımasıdır. Her tür tedavi-terapi uygulamasında belli bir risk vardır, en çok uygulanan ve bilimsel olarak tam bir kabul gören fizyoterapide bile. Ama burada önemli nokta "bilinmeyen" kelimesinde yatmaktadır. Bilinmeyen bir risk içeren her tür uygulamada, en iyi ihtimal bu tedavinin faydalı olması, bir diğer ihtimal bir işe yaramasa bile zarar da vermediği için sadece boşa para harcanması, kötü ihtimalle ise bir zarar vermesi riski vardır. Bilimsel testleri yapılmış ve kontrollü çalışmalar sonrası kabul görmüş tedavilerde bu olasılıklar ve taşıdıkları riskler bilinir ve fayda-zarar analizleri yapılarak bilinçli bir karar verilir. Ancak alternatif tedavilerde bu risk bilinmediğinden bir çeşit karanlıkta atış yapılır.

Dolayısıyla, iş bu noktada ailelerin tercihlerine ve alternatif tedavi yöntemlerine nasıl baktıklarına kalıyor. Kimi aileler daha atılgan davranıyor ve bu tarz tedavilere daha açık oluyor, riskleri göze alıp, denemeye başlıyorlar, kimi aileler ise daha temkinli oluyor ve uygulamamayı tercih ediyor. Bu detayları vermekteki amacım uygulayıcılara tanıtım çalışmalarında bahsedilen pozitif bilgilerin yanısıra farklı açılardan da değerlendirme imkanı verecek bilgileri iletmek ve böylece ailelerin riskleri de bilerek, dengeli bir bakış açısıyla bilinçli karar verebilmesine olanak sağlamak.

Sonuçta herkes çocuğu için en iyisini elde etmek için uğraşıyor, hangi yönde olursa olsun, hepimizin kendi ailemiz için en doğru kararı vermemiz dileğiyle.

Gün Osborn
Aralık 2008

Burada belirtilen herhangi bir bilgi veya fikir doktorunuzun tavsiyesinin yerine geçemez. Herhangi bir sorunuz varsa doktorunuz ile görüşünüz.

(1)Federal Drug Administration: ABD'nde bulunan ve ilaç ve tıbbi malzemelerin onaylanmasından sorumlu kurum. FDA tüm dünyada referans olarak kabul edilen bir onay merciidir.
(2) Angell M, Kassirer JP: Alternative medicine: the risks of untested and unregulated remedies. N Engl J Med 339:839–841, 1998

Hiç yorum yok: