30 Mart 2008 Pazar

"The Earth Hour"



Dün gece saat 20:00'de ışıklarınızı kapattınız mı?


Bizim evde, önce bir "Ama o saatte maç var" ve "Ama saat 8'de Dr.Who başlıyor" itirazları çıksa da, Robert Cem ve ben ayağımızı sağlam bastık ve tüm ışıkları kapatıp biz de Dünya Saati'ne dahil olduk.

Mum ışığı ile yemekte bir yandan tabağımızın içindekileri görmeye (üstelik de balığın kılçıklarını yutmamaya) çalışırken bir yandan da Dünya Günü hakkında konuştuk. Daniel Emre çok güzel bir soru sordu;

Ama dışarı bak anne, ışıklarını kapatmayan bir sürü ev var, bizim kapatmamızın önemi var mı?

Gerçekten de komşularımızdan kapatmayan bir sürü ev vardı, sadece birkaç ev kapatmıştı. Peki herkes katılmıyorsa bizim yapmamızın bir önemi var mı sahiden? Evet var, dedim, hem de çok önemi var çünkü tek başına bile kalsan sen doğru bildiğin yolu takip edeceksin. Biz küresel ısınmanın zararlarını biliyoruz, bilmeyenler varsa onlar da öğrenir belki.

Okullarında çevre bilinci konusunda çok güzel çalışmalar yapıyorlar ve hem Robert Cem hem Daniel Emre bu konularda oldukça bilinçli, dolayısıyla küresel ısınmayı, enerji tasarrufu fikrini gayet iyi biliyorlar. Benim okul yıllarımda bize gururla ülkemizin su kaynaklarının zenginliği öğretilmişti. Şimdi ise Türkiye'nin aslında su fakiri bir ülke olduğuna ve küresel ısınmanın bizim ülkemizi de şiddetle etkileyeceğine inanmak istemiyoruz bir türlü. Ama geçen yaz yaşadıklarımızı düşündüğümüzde, 2030 yılında Türkiye'nin de susuzluk sorunu yaşayacağını söylendiğinde bu hiç de inanılmaz gelmiyor artık. Türkiye'nin su kaynakları Irak'tan bile az. (Kaynak www.wwf.org.tr/ )

Yani Daniel'ciğim, evet, hiç kimse farkında olmasa bile senin farkında olman ve elinden geleni yapman çok önemli, su damlaları olmadan okyanus da olmaz.

"Do what you can,
with what you have,
where you are."
Teddy Roosevelt
Gün Osborn
2008

Hiç yorum yok: